Bir şey anlatacakmış gibi baktı masanın üzerindeki kağıda ...
Dalga geçti , tayfalar
fırtınaya kaldılar
Karaya varmadan gözlerde karartılar
Terazinin ağır kolu, ve hileli tartılar
Kargalar çok bağırdı , uyanmadın uykudan!
Bulutlar bir renk taşırdı
karanlığı korkutan
Mavinin üzerine bir sevinç yazardılar
Hayal, ümit birlik olup, fikrini sarardılar
yaşamaya yaklaşırsan,
kaçarsan dert.
Terazinin kollarını kırsan bile sen
Hileleri bile bile oyuna girsen
Seni kabul etmezler , kabul etmezsen .
Sen kalamazsın , kabul edersen.
Rüzgar hep başka eser , değişmez zaman
Doğru yarım kalır da tamamlar yalan
Sorma bu nasıl yarım
ne biçim tamam.
İnsan akıl taşır , taşır aklı insanı.
Ben bıraktım yarı yolda yitip, beni bırakanı
O gün bu gün şarkılar ; simitler ve martılar, bir denizin gökyüzüne bakıp da vurulması , bulutlar ve beyazlara varmadan yorulması...
Ellerinde bahçemin nadide çiçekleri , kokuları sızar , bahçeleri unutturur.
Dalga dalga kanar mavi , yaralarını saramadık.
Bir yer vardı sevmek için , biz bir türlü varamadık.
Güneş her gün sırıtırdı espriyi duyamadık..
Bizden alır , bize satar
dolar günün gam kesesi.
Sevincim cam, göze batar
yok yüreğimin sabredesi.
Bir şey anlatacak dostun kağıt kalem yeter dedi
Anlasaydı gözlerin bir bakışım yeter dedi
Köşesinde aklımın kıvrılmış bir endişe
Cevabı biliyorsun da
sorması, beter dedi.
(2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder